Aktarım dediğimiz şey de bu zeminde kurulur. Sureti oyun hamurundan yapılmış bir şey. Büyük depremin yıldönümündeyken, elbette şiiri “konteynır” olarak düşünmek de ilginç. Phillips şairi “paçasını kurtarabilen kişi” olarak tanımlar şiir hakkında yazdığı denemesinde, Hep Vaat Hep Vaat kitabında.‘Bacıkoli’ (sadece kız kardeş değiliz aramızda erotik akışlar var), ‘bacılaşma’, ‘gel hele el et bacım’ bu kitapta ruh olarak dolanıyor zaten. İngilizce tıpkı Türkçe gibi belli kurallar, söyleyiş şekilleri ve katı dilbilgisi kuralları ile belirlenmiş bir dil elbette. Audre Lorde kullandığı dili iyi bilen ama onun sterilliğini ve kapalılığını Siyah dilin ve Lezbiyen deneyimin imkânlarıyla aşındırmaya çalışan devrimci bir şair kanımca. Metinlerde Audre’nin cümle yapısını bozan, ikilemeleri, ritmik söyleyişleri, bilhassa değiştirdiği tonlamaları, küçük harf ve büyük harf seçimleri ile kendi özgün dilini yani sesini duyuyoruz. Kendi adıma çeviri yaparken hiphopta ya da kimi rap şarkılarında, duyduğum bu sesi anlamdan daha fazla öncelediğimi söyleyebilirim. Onun sesini beyazlaştırmamak, fazla temiz bir Türkçeye tahvil etmemek benim için önemliydi.Küçük İskender şiir derslerinde bana “Sesini çıkart – Biraz daha sesli oku” derdi. Ben şiirleri(mi) sessiz ya da içimden okurum. O sebeple Nâzım Hikmet’inkiler gibi gür bir sesle okunacak az şiirim var.
Lorde duyguları çok iyi tanıyan, örgütleyen, ifade eden, üstelik cesur olduğu kadar cesaret ve güven de veren bir savaşçı. Pratiğe dair problemleri sezen, sezmekle kalmayıp cesaretle üstüne giderek aşmaya çalışan, feminizme dair kurulu imgeyi, idrakı ve düzeni tehdit eden bir dili var. Nesneleştirici, dışsallaştırıcı eleştirellikten uzak olan bu dil, Lorde’a kendi öznelliğinin kuruculuğunu üstlenen saf ifadeyi kazandırıyor.Lorde’un çeşitli kimliklerin kesişimselliğinden veya ittifakından öte bir dili var. Dahası Lorde’a göre, bu müşterek çaba farklar yokmuş gibi davranmak anlamına gelmez, tam tersine bu farklar bizzat müşterekliği ve feminist değişimi besleyen kuvvetlerdir. “İnsanın her seferinde büyük geniş bir kapıdan eğilerek geçmek durumundalığı” çok söz bırakmıyor geriye, şiirin sessizliği iyi geliyor. Freud’un metnindeki genç, karamsar şair de geçiciliğe karşı zarif isyanıyla bırakmadı bizi, o da anlatılan mizansende çift-değerliliği taşımakta zorlanıyor gibi. Bahsettiğin dizelerde şık bir netlik var. Ben Sunay Akın’ın dizelerindeki sadeliği, açıklığı, çocuksuluğu severim.Ben kolektivitenin öne çıkması gerektiği adabıyla büyümüş, yıllarını yoldaşlarıyla geçirmiş bir düşünürüm. Ancak Audre bana kendi marifetimize sahip çıkmanın ve diğerleri ile paylaşmanın kendimize düşkünlük olmadığını, aksine kolektifin hayrına olduğunu tekrar hatırlattı. Dolayısıyla S. Freud’un Yaratıcı Yazarlar ve Gündüz Düşleri’nin ilk paragrafında söylediği şey kulağa küpedir. Şair o şiiri nasıl yazdığını anlatsa ve en derin bir içgörüyle onu alsak bile, bu bizi şair yapmaya yetmez.
Operatörünüze ve ülkenize veya bölgenize bağlı olarak SMS, MMS veya RCS ile aldığınız istenmeyen mesajlar bildirildiğinde bu bilgiler operatörünüz ve yan kuruluşları ile paylaşılabilir. Düşünsene, “Ce-e” oyunu bile çok zor bir oyun değil mi? Mesela bazı çocuklar yüzünü kapayan kişinin ellerine yapışır hemen, görmek ister. Ödünç Deri’deki yas, ayrılık, ölüm ve benzeri temalar mı sana bunları düşündürdü? Yani her iki uçta da oyunbozan şeylerden bahsettin galiba.Bu alanda elektronik dil oluşturulur. Bilgisayarın yapacağı tüm işlemler için kod oluşturulması gerekir. Kodlama belgelerinin çevirisi, internet yazılımını iyi kullanan kişiler tarafından yapılmaktadır.26 Şubat Paribahis’te Beşiktaş taraftarlarının depremzede çocuklar için sahaya oyuncaklar yığdırdığı Beşiktaş-Antalyaspor maçından. Freud’un Küçük Hans’ında çok iyi bir travma tanımı verilir. Türkçe çeviride “iflah olmaz bir ruh” demişler (çev. Ahmet Fırat), Almancası unerlöster Geist, İngilizcesi de unlaid ghost (SE versiyon).
Küçük İskender bana kelimelerle nasıl oyun oynanacağını öğretti. Lale Müldür’den şiir-rüya yarenliğini öğrendim. Muhammed Ali’nin şiirleri hoş gelir. Dövüştüğü gibi de yazar, alay etme dozu güzeldir. Ama dünyayı sahici anlatan, insanın hakikati dediğimiz mefhumlardan uzaklaştırmayan her şairi okurum. B-Kodlama Çevirileri Kodlama işlemi, bilgisayar yazılımının ilk aşaması olup yazılım, web Paribahis, uygulama yapmak, geliştirmek için kullanılır.Bu arada, Roland Barthes’ın kitabını ben de okudum. Ama onda şiire çalan ancak bir iki cümle gördüğümü hatırlıyorum. Aşırı bir yorumda bulunmak istemem ama kendisi şiir düzlemindeki anlatıma geçmemiş, kitap da bana kuru gelmişti. “Olmayacağını – yitip gideceğini” söyleyen tarafını da Rilke bize gösteriyor. Şair burada dünyaya sanki dürbünle bakıyor.Yani imge bir anlamda yitirilen şeyden pay alıyor, bu sayede de onu hatırlatıyor. İşaret ettiği “asıl” şeyi çağırıyor ama onun artık olmadığını söylüyor. Audre Lorde’un Bahisdışı Kız kardeş kitabı geçtiğimiz Mart ayında Otonom Yayıncılık tarafından Türkçe’de basıldı.
Şiir bu anlamda yitenler için de yitip gidecekler için de bir alan açar. Tecrübelerin eziciliği karşısında bazıları ancak oyunda nefes bulur. Şiir de bu alanı açar, yokluğa şerh düşer.Belki tüm bunlar da bir hafıza işi için. İskender Savaşır’ın “unutmak” hakkındaki söyledikleri nefistir. Kelimelerin Ana Yurdu ve Tarihi’ndeki en uzun bölümlerden biridir bu.Bu anlamda kendimi Audre Lorde’un hem düzyazılarına hem de şiirlerine akraba hissediyorum. Türkçe’de çok iyi tanınan, hem sınıfsal hem de farklı özelliklerinizden dolayı anaakımda çok fazla ‘görülmeyen’ bir şairseniz bu çabanız pek ‘okunabilir’ olmayabiliyor.. Yazdığınız her şeyde ‘düzleştirilmemesi / düzeltilmemesi” için bir bilgi notu eklemek gibi aslında şiirin kendisine ters, nahoş durumlarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Audre, her şeye rağmen konuştuğunuz, yazdığınız dil içerisindeki bu tarz aşındırma çabalarına dair özgüveni pekiştiren bir etki yaratıyor.
Bu iki apayrı şeyin ikiz olmasına, “aynı madalyonun iki farklı yüzü” olmasına nafile bir itiraz ediyorum. Freud buna çifte değerlilik demişti. Metni I. Dünya Savaşı sırasında, büyük kayıpların eşlik ettiği o sürecin klinik gözlemiyle yazmış olması daima çarpıcı gelir bana. Buraya gelişimin nedeni Ödünç Deri’den bir tür “yas günlüğü”nün nüanslı lezzetini almış olmam. Hatta Roland Barthes’ın annesini kaybettikten sonra yazdığı Yas Günlüğü’ne gitti elim.Asla teslim alınamayan böyle bir teorik-pratik akıl ve yürek bizi heyecanlandırıyor. Biz Lorde’u hakikati samimiyetle dillendiren feminist bir devrimci olarak gördük, yeni karşılaşma ve etkileniş imkânları açsın diye yazılarını Türkçede yayımlamayı arzu ettik. Ve “hissedilen sıcaklık” diye bir şey var. Bunun değişkenleri analitik çalışmanın kendisinde.Kişileri engellerseniz, bilinmeyenleri filtrelerseniz ve istenmeyen mesajları bildirirseniz istenmeyen mesaj sayısını azaltabilirsiniz.
Yüzyılın ve Restorasyon döneminin önemli yazar ve edebiyatçıları ile onların trajedi, komedi, trajikomedi, şiir ve düzyazı türündeki edebi yapıtları toplumun durumuna referanslar verilerek incelenecektir. Bu derste Rönesans ve Elizabeth dönemi oyun yazarı ve şair William Shakespeare’in sone, komedi, trajedi ve tarih oyunu gibi farklı türlerdeki eserleri tarihsel ve kültürel bağlamda eleştirel bir biçimde incelenecektir. Bu ders İngiliz edebiyatını tarihsel bir perspektifle ele alarak Orta Çağ dönemi edebiyatından metinler ile öğrencilere İngiliz edebiyatının başlangıç dönemi kaynaklarını tanıtmayı ve öğretmeyi amaçlamaktadır. Bu ders, özellikle Orta İngilizce ile kaleme alınmış İngiliz edebiyatına genel bir bakış içerir. Bu ders öğrencilere Orta Çağ romansları, şiirleri, dini yazıları ve özellikle tiyatro eserleri içeren çeşitli metin ve türleri tanıtır. Bir çevirmen olarak ses ile duymayı, duyurmayı öncelemek kendi şiir algımdan getirdiğim bir haslet.Bu kitabın daha önceki adı Matruşkadan Tabut idi. Yani esasında bir yas kitabı, doğru diyorsun. Ama şiirin zaten yasla iç içe olduğunu düşünüyorum. Zeynep Sayın, Ölüm Terbiyesi’nde “imge” dediğimiz ilk örneklerin ölü maskeleri (imago) ya da mezara koyulan çeşitli figürler olduğunu söyler.“Unutmak” der, “un”dan gelir; un ufak etmekten. Yaşantıyı un ufak etmek, sindirmek ve bir besin olarak kendine katmak. ” sloganlarına da mesafeliyimdir o sebeple. Şiir, rüya ve oyun da araçlarından birkaçı.